9 Kasım 2013 Cumartesi

Çocukluğum ve gençliğimde Ankara'da yaşadığım tarihi evin fotoğrafları....


1949 Ankara doğumluyum.

Bugün bilgisayarımda bir şeyler ararken, 1959-1970 tarihleri arasında çocukluğumu ve gençliğimi yaşadığım evin, restore edildikten sonraki yıllarda çektiğim fotoğrafları ile karşılaştım ve bir hatıra olsun diye yayınlamaya karar verdim. İş büyüdü ve neredeyse küçük bir belgesel haline geldi.

Aşağıda göreceğiniz fotoğraflardan renkli olanlar, 2012 yılının Kasım ayında çekilmiştir.

Siyah-Beyaz fotoğraflar ise aynı mekanlarda yaklaşık 1965-1970 yılları arasında çekilmiştir.

Ankara'nın Etlik Semtinde bulunan ve şans eseri, restore edilerek muhafaza edildiği için halen ayakta olan bu tarihi ev, geçmiş yıllardan hatırladığım kadarıyla " Emin Sazak Bağ Evi " diye anılırdı.Bizim oturduğumuz yıllarda Türkiye İş Bankası' nın mülkiyetindeydi.

Emin Sazak, Cumhuriyet Tarihimizde yer alan ve uzun yıllar Eskişehir Millet Vekilliği yapmış isimlerden biri olup bu tarihi isim hakkında genel bilgi edinmek isteyenler aşağıya kopyalamış olduğum  linkten ulaşabilirler http://www.haber10.com/makale/15922/             

O yıllarda posta adresimizi;  Parti Durağı, Emin Sazak Bağ Evi - Etlik / ANKARA  olarak verirdik. Zamanında bu ev, yanlış hatırlamıyorsam 40 dönüm olduğu söylenen, etrafı taş duvarlarla çevrilmiş bir bağ içindeydi. Bağ'ın üst tarafları çam ağaçları ile kaplıydı alt taraflarda ise her çeşit meyve ağacı mevcuttu.Çocukluğumdan kalma tecrübe ile üstünde meyvesi olmasa bile yapraklarından ve gövdesinden bir ağacın, hangi meyve ağacı olduğunu büyük bir isabet ile söyleyebilirim.

Bu tarihi mekanın ve evin tanıklarından biri de 40 dönümlük aynı bahçe içinde diğer bölümlerdeki evlerden birinde yaşamış çocukluk arkadaşım, arkadaştan öte kardeşim gibi bildiğim Yeminli Mali Müşavir ve Mali Danışman Hüseyin ÖZCAN. 

Hüseyin  ÖZCAN ile aynı okullarda, kimi zaman aynı sınıflarda okuduk sonunda da Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nden aynı yılda mezun olduk.Hüseyin ÖZCAN, Şişe Cam Holding'de önemli görevlerde uzun yıllar hizmet verdikten sonra emekli oldu ve bugün Yeminli Mali Müşavir olarak hizmete devam ediyor. 

Ben de bir müddet Şişe Cam Holding ve Tekfen Holding de Dış Ticaret konularında çalıştım. 1995 yılında emekli olduktan sonraki yıllarda  ise Gümrük Müşaviri  olarak devam ettim. Gümrük Müşaviri izin belgem halen geçerli ama yaklaşık bir senedir aktif gümrük hayatından çekildim. Eğer ihtiyaç hisseden olursa danışmanlık yapıyorum.

                              ===================== 000=====================



Kırk dönümlük bahçenin cadde üstü ana giriş kapısı.Bu duvarların üstünde ayaklarımızı sarkıtarak oturup, gelen geçen otomobillerin, kamyonların markasını, modelini uzaktan tanıma yarışması yapardık.


Bina, Levhadan da görüldüğü gibi, şu sıralarda Ankara-Keçiören Belediyesinin kontrolünde.


Tam burada heybetli bir dut ağacı vardı zamanında.Yediğimiz dutların lezzeti bugün gibi damağımda.Geceleri zaman zaman, bir puhu kuşu bu ağaca tüneyip kesik kesik öterdi.



İlk zamanlar ön planda gözüken bölümde otururduk.İki bölüm, üstü camlarla kaplı geniş bir avlu ile birbirinden ayrıydı.Biz sonradan arka plandaki cumbalı bölüme taşındık.

Arka plandaki cumbalı bölüme biz geçmeden evvel orada oturan Şeref  TANJU'nun eşi Leman TANJU'nun, Zamanın Cumhurbaşkanı Celal BAYAR'ın manevi kızı olduğu söylenirdi, çok muhterem insanlardı.Kızları Günseli ile evlenerek damatları olan, zamanında DSP den Ankara Milletvekilliği de yapmış olan Jinekolog Op.Dr Sn.Oğuz AYGÜN'ü bu yıllarda tanıdım.Günseli hanım ile nişanlı iken bağ evine geldiğinde fotoğraf makinalarını bana verdiklerini, bahçenin üst tarafındaki çamlıkta bir kaç fotoğraflarını çektiğimi hatırlıyorum.

Bu anı dokümanı vesilesi ile internette araştırırken Sn.Oğuz AYGÜN'ün, 19 Ocak 2013 gibi yakın bir tarihte vefat ettiğini öğrendim.Allah rahmet eylesin.  http://www.memurlar.net/haber/328675/




İki bölümü birbirinden ayıran üstü camlarla kaplı avlunun kapısı.





Dikkatle bakarsanız; aynı mekanda çekilmiş tarihi bir fotoğraf. Resimdekiler 2010 yılında kaybettiğim çok sevgili Cevat Dayım ve yanındaki de halen hayatta olup 82 inci yaşını sürmekte olan sevgili Annem.



Avlu kapısının önündeki bahçe bölümü. Resimde görülen Amerikan otomobili, 1965 Model Chevrolet.
Şoför ehliyetine doğru ilk adımı, bu otomobilin direksiyonunda yaptığım vites değiştirme talimleri ile attım.
1969  yılı Ekim ayında şoför ehliyetimi almıştım. Dile kolay tam 44 yıl olmuş.


Resimde görülen köpeği, sokakta bularak kendime alıştırmıştım.Güneşi görünce dayanamaz plajda gibi sere serpe yatardı. Bu nedenle köpeğimin ismi, Farsça'da güneş anlamına gelen HURŞİT idi.



1965-1966 yıllarında lise bitirme imtihanları için ders çalıştığım odaya doğru bakıyorum.Zaman zaman yukarıda bahsettiğim, kardeşten ileri sevgili arkadaşım Hüseyin ÖZCAN da gelir gece geç vakitlere kadar ders çalışırdık. Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi mezuniyet öncesi de bu odada derslerime çalıştım.


Ders çalışma odasından, bulanık olsa da bir görüntü.(Bu odanın ön kısmı, binanın dışından çekilmiş alt resimlerde görülen ve eski Türk evlerinde cumba tabir edilen bölüm). Kaloriferleri sonradan, restorasyon sırasında koymuşlar.O yıllarda kok kömürü sobasıyla ısınırdık.1982 yılında kaybettiğim Rahmetli Babamın, sobanın üst kapağını açıp, kor haline gelmiş kok kömürü üstünde tel ızgarada yaptığı cızbız köfteleri hala unutamadım.



Yukarıdaki iki fotoğraf evimizin başka bir bölümü. Binayı kontrolsüz bırakmışlar. Ben kimseden izin almadan girdim çıktım. Birileri içeri girip içki içmişler odayı berbat etmişler görüldüğü gibi.


Camlı avlu kapısı yakınından alt bahçeye ve kömürlüğe inen merdivenler. Kovalamaca içeren bir çocuk oyunu sırasında bu merdivenlerin sonuna doğru bir kaç basamak yuvarlandığımı hiç unutamıyorum.Başım basamaklara çarptığı için epey sersemlemiş, bazı çizgi romanlarda veya çizgi filmlerde kafasını çarpan kahramanların, kafaları etrafında döndüğü tasvir edilen yıldızları, aynen görmüştüm.


Alt bahçede bulunan su kuyusu hala duruyor.Ahşap bölüm sonradan ilave edilmiş.Ahşap ilavenin altındaki yontma imalat kuyu taşı orijinal ve aynen duruyor.







Cumbalı cephe ve kömürlük bölümünün dışarıdan görünüşü.

==============00===============..

Biz de bir gün sadece anılarda kalacağız. Rahmetli Aşık Veysel ' in dediği gibi; " Dostlar beni hatırlasın "

Saygılarımla,

Nevzat EROL
İstanbul, 09 Kasım 2013